Kimi İnsanlar mutluluğun kaynağını zenginlikte oluğunu inanmış ,kimi insan paranın mutluluk getireceğini düşünmüş ve paranın ve servetin peşinden koşmuş,kimi insan şöhrette aramış ,kimisi de saltanatta aramış mutluluğun sırrını ,yani herkes bir arayış içinde ömrünü tüketmiştir.
İnsanoğlu mutluluğu dış dünyalarda ararken,aslında mutluluğun içimizde olduğunu yaşımız kemale eriğinde anlarız.İnsanoğlu çocukluk çağından itibaren hep bir yaratıcı varlık arayışı içindedir. Kimi insan aradığını   bulmuştur,Kimi İnsan da bulamamıştır. Kimi insan ise  hiç aramamış,sadece bu dünya hayatının gerçek olduğunu inanmıştır,ne zaman yaşlandığında en sevdiği değerlerini,ailesini,evlatlarını,en sevdiği arabasını ve en sevdiği deniz,orman,göl manzaralı evini,köşk ve sarayını terk etmek istemediğinde anlar. Bu dünya hayatının çok çabuk geçtiğini daha çok güzel günler yaşamak istediğini  düşünmeye başlamıştır. Ama artık saçı ve sakalı ağarmış,yüzünde ve alnındaki kırışıklar bile sayılıyor, artık dizleri bile onu taşıyamıyordu.

Bir ilkbahar sabahı,çiçeklerin açıp mis gibi koktuğu koşu yolunda yürüyüşe çıktığında,yürürken hemen yorulup dinlenmek için oturuyor,ve birden maziye dalıp gitti... Geçmiş yıllarını hatırladı  ve eskiden hiç baş ağrısı nedir ,şeker,tansiyon ,kalp krizi nedir bilmediği yaşlarını ,kendisinin hiç yaşlanmayacak, hiç ölmeyecek gibi zannettiği yılları hatırlıyor  ve hiç ölmek istemiyordu. Hayır hayır diye düşünü,ben tam rahata  yeni ulaştım,işimi gücümü hallettim,evlatlarımı evlendirdim,hiç kesilmeyecek kiralar ve gelirler su gibi akıyor,hizmetçiler etrafımda ne istersiniz efendim diye pervane oluyor ve şoförüm kapıda, diye bir zaman üşünüyordu ve sonra kalkıyor ,yürümeye devam ediyor, fakat ne çare ,tekrar yoruluyor ve dinlenmek tekrar düşünmeye başlamıştı, dünya hayatı çok kısaymış meğerse ,keşke 1000 yıl yaşasaydık diyor içinden. Ama o anda binlerce yıllık mezarları görüyor,İstanbul boğazının erguvan çiçeklerinin arasında, Hayır hayır, aslında insan ebedi olmalı,hiç ölmeyecek bir yer ve yurt olmalıydı ,ben bu dünyaya rastlantı sonucu gelmedim mutlaka beni bir varlık,bir yaratıcı göndermiş olmalı,yoksa bir insanın ömrü bilinçsiz bir şekilde (doğ,büyü yaşa öl )olamaz,hepimiz’in bu dünyada nasıl bir uymak zorunda olduğu kuralları ,görevleri varsa benimde bu dünyaya bir geliş kural ve görevim(gayem) olmalı diye düşünüyor tekrar tekrar.
Sonra bir ebedi hayat alemini aramaya,ebedi mutluluğu yakalamak için bir arayışa giriyor. Bilge İnsanlar,bu arayışlar içinde mutluluğun ana kaynağının'' KALP HUZURUNDA'' olduğunu söylemişlerdir.
Aşağıda ,kendi kalemiyle bu düşüncelerini kitap haline getiren ,böyle bir zenginlik arayışı içinde olan bir gencin,Hocasıyla arasında geçen bir diyaloğu okuyacaksınız.

Mutluluğun Kaynağı "Kalp Huzuru "( Peace of Mind)" 
"Vaktiyle,gençliğimin taşkın hayallerle dolu olduğu zamanlarda,Dünya hayatında lazım olacak en büyük değerlerini listeledim "Sahip olmak istediğim varlıkların" bir listesini hazırladım.Bir çok insanların en büyük hayallerini süsleyen elinde olmasını istediği şeylerin listesinin bir envanterini yaptım: Bunları;Zenginlik,şöhret, saltanat,sağlık,sevgi,güzellik, yetenek,kudret(Güç), ve kendimce her insanın hayatta ulaşmak isteyebileceği bir sürü hayallerimin yer aldığı bir hayli unsurlar...."Bir İnsanın hayatta  elde etmek istediği en büyük servet ve özellikleri sıraladım." "Bu yazdıklarımı Rol model aldığım akıl ve dirayet sahibi büyük üstadım(Hocama) göstermek istiyordum. Nihayet  hocama listeyi verdim ve ,"İşte bu dünyada tüm insanların ulaşmak istediği emellerini gösteren bir liste yaptım. Bir insan ,bütün bunlara, sahip olabilirse dünyanın en şanslı,en mükemmel,en yüce insanı olur"dedim." " Büyük Üstad hocam,Listeyi sabırla gözden geçirirken,göz köşelerinin hafifçe kırıştığını gördüm,liste her halde hoşuna gitmiş olacaktı." "Düşünceli bir vaziyette  bu yazdıklarımı tekrar gözden geçirerek"Mükemmel liste doğrusu"dedi. "Tasnif güzel,makul da sıralanmış,şu kadar var ki, genç dostum,galiba en mühim unsuru(özelliği) dışarıda bırakmışsın,unutmuş olmalısın ki onsuz bütün varlıklar,Mallar,mülkler çekilmez bir azap ve senin bu listen çekilmez bir yük olur" dedi"Bende kendimden bir emin şekilde kendime  güvenerek  merakla sordum:Eksik olan bu madde ne imiş?" "Elindeki ufacık kurşun kalemle benim özenle liste yapıp sıraladığım tüm maddelerin üzerine çaprazlamasına iki çizgi attı." "Benim ilk gençlik hayalimin ürününü böyle bir kalemde parçaladıktan sonra,üç kelime yazdı: "Peace of Mind"(Kalp Huzuru)" ve şöyle söyledi "Bu duyguyu Allah sevgili kullarına ilham eder. Servet ucuz bir metadır,Şöhret ise nadir bulunur bir şey değil." 
"Fakat kalp huzuru-işte bu ,Cenabı Hakkın rızasının son hedefi olan bir ödül,sevgilisinin en büyük alametidir. Bir çok insanlar  bu nimeti hiç göremezler;bazıları,bütün hayatları boyunca,evet,ta iyice yaşlanıncaya kadar bu nimetin geleceği saati beklerler"dedi." "Gençlik hayellerimi ,(düşüncemi)karartan  şüphe bulutuları uçuşmuştu kafamda,Hocam benim bu aklımdan geçirdiğimi anlamış ve vermiş olduğu tepkimden anladı ki ,bana uzun uzun baktıktan sonra,başladı açıklamaya :
"Bu benim şahsi fikrim değildir.Bu Yüce Allah tarafından gönderilmiş tüm kutsal kitaplarda geçen bir cümledir." dedi

(Yukarıdaki diyalogtan çıkardığım sonucu ,Kuranı Kerimdeki şu ayet çok güzel özetlemeiş sanki; “O gün (Ahiret;sonsuzluğun başlangıcı gününde) ne mallar (servetler)fayda verir ne de evlatlar”;Ancak “Allah’a arınmış(Teslim olmuş ,huzurlu ) bir kalp ile gelen müstesna .” (Şuara Suresi,88,89 ayet)