""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

Ölümsüzlük Düşüncesi

      
                                              
                          ÖLÜMSÜZLÜK DÜŞÜNCESİ
                     Ölümsüzlük ve Gaye (amaç)
Ölümsüzlük fikri deyince aklımıza 'gaye'(amaç) kavramı işin içine girmektedir.Hatta ölümsüzlük düşüncesinin en büyük kanıtı gaye fikridir.
Kısaca  söylemek gerekirse, bütün mesele "nereden geldik,neyiz,nereye gidiyoruz" soruları üstünde toplanıyor.
Tüm insanlığın dini ve ahlaki tecrübesini göz önünde bulunduracak olursak,genelde insanın  manevi ve ahlaki değerlerini  insanın bunca çalışmaları ve çabalarının sonunda başarısızlıkla  sonuçlanacağı ,dünyadaki çalışıp biriktirdiği,değerler,iyilikler, yada haksızlığa uğrayanların hakkının alınmadığı bir dünyanın başarısızlıkla sonuçlanacağı,her şeyin  sanki hiç olmamış gibi ,tekrar başladığı yere geleceği duygusu dini ve ahlaki tecrübeye ters düşmektedir.İşte ,ölümsüzlük inancı gücünü büyük ölçüde böyle bir duygudan almaktadır.(1)

(1)TuranKoç,Ölümsüzlük Düşüncesi;sayfa;223.


İnsanın arzu ettiği ve kişisel kimliğimizi güvence altına alan ölümsüzlük düşüncesi,mantık ve matematikteki doğrularda olduğu gibi,zaman ve mekan kaydının üstünde,statik (durağan)bir  var olma tarzı değil,tersine sürece dahil ve varoluşunun bilincinde olarak sonsuza(mütemadiyen)
akıp giden ve ilerleryen ebedi bir hayata kavuşmaktır.
Burada bir husus da Kur'an'ın kabul ettiği,ayrılmaz ruh-beden bütünlüğüne dayanan dini inanç anlayışıyla ,modern bilimin insan anlayışı arasında adeta bire bir örtüşmektedir.Bu husus Kuranı Kerimde ve Hristiyan inancında da bulunması manidardır.
David Hume ve Russell gibi filozoflar,ölümsüzlük konusundaki kanıtların ağırlığının tamamen mü'minlerde olduğunu söylemiştir.
Öte yandan eğer ölümsüz değilsek,hiçbir kanıt bizi ölümsüz kılamayacaktır.
Doğrusu,ölümsüzlük arzusuna sadece  külli  kaderimiz açısından değil ,bu dünyadaki varoluşumuz açısından da bakarsak  son derece büyük bir önem arz etmektedir.
Sözgelimi,diriliş düşüncesi hayatımıza yeni bir boyut kazandırmakta,ona hiçbir şeyin veremeyeceği bir anlam ve ciddiyet vermektedir.
Denebilir ki insanı insan kılan ve ahlaki bir varlık oluşunu pekiştiren,onun ölüm ötesiyle ilgili böyle bir metafizik alem içinde olmasıdır.Bu konu bizce,ölümden sonra neler olacağı  meselesinden çok daha fazla şeyleri kapsamaktadır.İnsanın,kendisi ve nihai kaderine ilişkin düşüncelerinin,onu hayatında çok önemli bir yeri vardır.
Ölümsüzlük arzusu aleyhindeki hiçbir kanıt,insanın ölümsüzlük arzusunu,"ebediyyen var olmak"şeklinde tezahür eden bu en köklü"ihtiyacı"insandan söküp atamamıştır.

Kesin olduğu ileri sürülen bilimsel bulgularla ya da herkesçe kabul edilen felsefi kanıtlamalarla ölümsüzlük inancını insanlığın,en azından insanlardan çok büyük bir çoğunluğun,kafasından silip atmak şimdiye kadar mümkün olmamıştır.Bu demektir ki, gerek ruhun ölümsüzlüğü şeklinde ,gerekse başka bir zaman, zaman/mekan ortamında kişinin yeniden  dirilişin gerçekleşeceği şeklinde  herhangi bir ölümsüzlük şeklinin olacağına inananlar geçmişte olduğu gibi,gelecekte de bulunacaktır.

 Zira ölümsüzlüğe inanmadığımızda,dünyaya anlam vermemiz imkansız olacağından  son derece güçleşmektedir.
İnsan doğası gereği bireyin ölümsüz olduğumuza kesin gözüyle baktığımızdan dolayı,psikolojikmen,durmadan onu ispatlamaya çalışıyoruz.Zira ölümsüzlüğe inanmadığımızda,dünyaya anlam vermemiz imkansız olmasa da son derece güçleşmektedir.
Nasıl yokken varedildiğimize inanıyorsak,ulaşmaya çalıştığımız mükemmellik idealleri ve dolayısıyla ölümsüzlük de aynı ilham ve inançtan beslenen bir umut ve güven kaynağı olarak  bizde yaşayacaktır.

  Ölümsüzlük konusu tüm ihtişamıyla,varoluşsal bir konu olarak kalmaktadır ve ölüm ötesi varoluşun mahiyeti hakkında bildiklerimiz de dini inanç felsefesinden ileriye gitmemektedir.İlahi dinler ise dirilişin var olduğunu,inkar edilemez bir gerçeklik olduğunu söylüyor.(2)
Turan Koç;Ölümsüzlük Düşüncesi,Sayfa ,227-232 Özet yorum.
-------------------------
Epistemolojik açıdan ölümden sonraki hayatla ilgili İlahi Kelam'lar.

"Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Âl-i İmran Suresi Ayet 158"
 
"Onları yeniden diriltip hepsini bir araya toplayacağı gün, sanki gündüzün bir saatinden başka kalmamışlar (yeni ayrılmışlar) gibi, aralarında tanışırlar. Allah’a kavuşmayı yalan sayanlar, ziyana uğramış ve doğru yolu bulamamışlardır.
Yunus Suresi Ayet 45"
 
Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalmıştır. “Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz” derler.
Enbiya Suresi Ayet 97"
 
"Yazılı kâğıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, üzerimize aldığımız bir vaad olarak onu yine yapacağız.(İnsanları yaratacağız) Biz bunu muhakkak yapacağız.
Enbiya Suresi Ayet 104"
 
"Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah, kabirlerdeki kimseleri diriltecektir.
Hac Suresi Ayet 7"
 
"Her kim Allah’a kavuşmayı umarsa, (İman ederse) bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Ankebut Suresi Ayet 5"
 
"Allah tarafından, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır.
Rum Suresi Ayet 43"
 
"Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.
Rum Suresi Ayet 55"
 
 
Yukarıdaki sözleri "Aşkın,Müteal,Yüceler yücesinden başka söyleyebilecek evrende başka bir kimse yoktur.
 
 
 
İnandığın zaman hiçbir şey kaybetmeyeceğin,
Ölümdensonraki hayat karşında dururken,inanmadığında ise çok şey kaybedeceğin hayatta tam karşında duruyor.Önünda iki seçenek veya yol var ,tercih senin tercihin,"'Yüce Allah(aşkın varlık)zerre miktarı kadar insana asla zulmetmez"(Nisa Suresi,40.ayet)
Habibim,Ya Muhammed! Artık sabret,Çünkü Allahın Vağdi haktır.Böylece onları tehdit ettiğimiz(uyardığımız) şeylerin bir kısmını sana göstererek,yada (göstermeden)seni vefat ettirsek de,sonunda(onlar)ancak bize döndürülecektir. (Mümin Suresi,77.Ayet)

Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di(Kıyamet günü) gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler.(Rum Suresi,60.Ayet)
 
Ölümsüzlükle Allah inancı arasında çok sıkı bir bağlantı bulunduğunu savunulur,Bu bağlantıyı kabul edenler,Allahın varlığını kabul edersek,gelecek hayata inanmamız da o ölçüde kolaylaşacaktır.İnsanların büyük çoğunluğu  için de din ölümsüzlükle aynı anlama gelmektedir. Ölümsüzlüğün var edicisi Allah olduğuna göre,ölümsüzlükten şüphe eden birisinin"tereddüt etmeden,ateist olduğuna bile karar verilebilir"(3)
 
 
3)Dr.Turan Koç,Ölümsüzlük Düşüncesi,
İz yayıncılık,1991,Sayfa;214.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol