Ölümsüzlük İnancının Verdiği İç Huzur

ÖLÜMSÜZLÜK İNANCININ VERDİĞİ İÇ HUZUR

İnsan, sahip olduğu iyiliklerden,güzelliklerden,değer verdiği yakınlarından ve sevdiklerinden büsbütün ayrılmak istemez.Bu,ona çok zor gelir.O,sevdiklerinin yaşamaya devam etmesini ve kendisinin de er yada geç onlarla birlikte olmasını arzu eder.Hayatın sürüp gideceğini düşünmek ister,fakat onun bir yerde noktalanacağına inanmak insanı hissen ve fikren rahatsız etmektedir."çocuk,genellikle hayatın sürüp gideceğinden kuşku duymaz"Fakat belli r olgunluk çağına geldiğinde en yakınındaki insanların birer birer ayrılması ona ölümü ve ölüm sonrasını hatırlatmaktadır.(Prof.Dr.M.S.Aydın.a.g.e.

Sayfa;237

Asrı saadette yaşayanların iman şuuruna bizler nasıl erişebiliriz.Ne oldu da bize,İnsanlık gittikçe imanını,inancını kaybetmeye başladı,Ateizm ve Agnostisizm aldı başını gidiyor.!

Eğer kendimize,başkalarına,ve nihayet Yüce Allah'a imanımızda bir eksiklik varsa bu konuyu ciddiyetle ele almak zamanı gelmiştir.

Büyük filozof"Kendini Tanı"demişti.(Kendini tanıyan Rabbini de tanır)

Kendimizi tanımak amacıyla benliğimizi(nefsimizi)inceleyecek olursak,göreceğiz ki mazimizin tecrübesi,şimdiki şahsiyetimizin anahtarıdır.

Özellikle bizim çocukluk hayatımız ve çocukluğumuzda Anne ve babalarımızla ilişkilerimiz inanç ve iman bakımından çok önemlidir,çünkü,İmanın en yüksek şekli Yüce Allah'a imandır,önermesini kabul edecek olursak,çocukluğunda (Dini eğitim açısından) Anababasıyla dörtdörtlük bir diyaloğu olmayan insanın olgun yaşta böyle bir imana sahip olmasının ne kadar güç bir şey olduğu meydana çıkar.

Stres ve bunalımın tavan yaptığı günümüz dünyasında,sevgi ve iman tüm derde devadır sözü,ümitsizliğe düşmek üzere olan bir çok insanlara ,açık bir davettir.

İman hem maddi hem de manevi derde dermandır,insanı muradına erdirir.

Temeli imanda olan bir sevginin kendi kendisinden korkusu olmaz,böyle sevgi kendi iç dünyasından doğar ve ödülü de kendindendir.

Birçok normal erkekler ve kadınlar bugün kendi özel hayatlarında mutsuzdurlar,her adımları bir engele çatar,Ne Allah'a imanı ne de insanlara güvenleri vardır.Örnek olarak,Adı Maria olan bir kadının,şu mektubuna bir gözatalım."Hayattan tat ve lezzet alamıyorum,fakat şimdi halime bakıyorum da,pek üzülüyorum ve ümidimi yitiriyorum,(Stres altındayım)Eşim bana bir psikiyatriste gitmemi tavsiye ediyor,arkadaşlarımda ,sana din lazım diyorlar,Ne varki ben bunların hiçbirinin bana faydasının olacağını zannetmiyorum,çünkü bunlar birbirine zıt şeyler! Şaşkınlığa düşmüş ve cesareti kırılmış bir insana şu din ne yapabilir sanki?Benim öyle çok ta günahım yoktur, kaldı ki iman eksikliği günah sayılsın.Anlaşılan benim biçbir gaye ve amacım yok,Çabalıyorum,birçok şeyler yapıyorum,fakat bunlardan hiçbiri işe yaramıyor.

Dinin bana bir diyeceği var mı?

Bu mektup,hem psikologların ,hem de Din Adamlarının her zaman karşılaştıkları problemleri gözönüne koyuyor.

Dr.Thomas Salmon diyor ki:

"Psikiyatristin işi aklı sağlam kimseleri sağlam halde tutmaktır"

Yukarıdaki mektubu yazan kadın,şaşrımış ,psikolojik bunalım içine neden düşmüştü?

Bedenimiz hakkında bilgimiz olması çok gerekli olduğunu hepimiz kabul ederiz,çünkü bu bilgi hayatta daha sağlıklı ve sıhhatli yaşamamıza fayda sağlar.Ruhsal yönümüz hakkındada bilgi edinmemiz aynı derecede faydalıdır.Çünkü bu bilgi günümüz çağında çok görülen depresyon ve stres,bunalım ve iç sıkıntı gibi ruhsal hastalıklardan korunmamıza yada kurtulmamıza yardım eder.

"Dini inanç bilgisinden yoksun olan bu kadın,dünyalık olarak herşey elinin altında olmasına rağmen ,bir iç huzuru bulamamış ve içinde hissettiği derin boşluğu dolduracak bir arayış içindedir."

Bir çok insanın çocukluk çağında edindiği dini duygu ve davranışlar gelecekteki kişiliğin oluşmasında çok önemli etkenlerdendir.

Daha sonra,çocuğun zihninde yeni bir varlık anlayışı yer almaya başlar,Ona bakan ve muhafaza eden daha kudretli,daha,hikmetli ve şefkatli bir varlık olarak,Allah tasavvuru oluşur.Bu yaşlardaki Allah inancı,çocuğun gelecek senelerde normal dini hayatı bakımından çok önemlidir.Dindar bir aile içinde çocuğun dini duygu ve düşüncenin işlenmesi,cocukta ileri yaşlarda tezahür edebilecek dini inancın şekillenmesine neden olmaktadır.

Bir çocuğun dini duygu ve düşüncesi,onun küçük yaştaki dini eğitim ve öğretimlerinin tesiri çok büyüktür.(age)sayfa;19

Görülüyor ki anne babave çocuk ilişkisinde normal,dengeli ve dörtbaşı mamur bir sevgi gereklidir,

Fakat işin en mühim tarafı,bu sevginin ne fazla ne de çok az olması gerekir.

Çünkü bu çocuğun ileriki yaşlarda karakter yapısını ve dini duygu ve tecrübesini tehdit eden bir tehlike doğurur.

Şu muhakkak ki,biz insanlar ancak eksikliklerimizi ve acziyetimizi kabul ettiğimiz zaman,dışarıdan yardım görebiliriz.Bazı insanlar bu yardımı dini inançtan,bazıları da felsefi fikir ve düşüncelerde bulur,bazıları da her şeyi tarihe bırakırlar.

Fakat hepimiz dayanmak ve sığınmak için kendimizden üstün ve benliğimizi aşan bir kuvvete ihtiyaç duyarız.

Hayat,bizim eksik ,aciz ve zavallı kuvvetlerimizle karşılanmayacak kadar karışık ve sürprizlerle doludur.
(2)Kalp Huzuru)Dr.Joshua Loth Liebman. Çeviren: Sofi Huri.