""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

Dini Düşüncenin Doğuşu

 


          
DİNİ DÜŞÜNCENİN DOĞUŞU
DiniDüşünce Nasıl oluşur ve Ne zaman Başlar İnsan çevresinde olup biten olayları anlamaya,onların özünü kavramaya,tatminkar izahlar bulmaya çalışır.onun kafasına sürekli olarak birtakım sorular takılır ve o,bu soruları cevaplandırmadan gerginlikten kurtulamaz,ruh huzuruna eremez.Örneğin,üzerinde yaşadığı bu dünya ve bütün bu kâinat(evren)nasıl var olmuştur?Tesadüf eseri olarak mı yoksa bir yaratıcı tarafından mı meydana gelmiştir?Yeryüzündeki bütün bu canlıların ve insanların ortaya çıkışı nasıl olmuştur?Ölüm nedir? İnsanlar ölünce tamamen yokmu oluyorlar yoksa başka bir alemde yaşamaya devam ediyorlar mı? Dünyadaki iyi ve kötü insanlar,acaba öldükten sonra mükafat (ödül)ve ceza görecekler mi?Rüyalarda gördüğümüz olayların mahiyeti nedir?Allah bizden neden ibadet etmemizi istiyor? Dini içerikle ilgili olan bu soruları oldukça çoğaltmak mümkündür.İşte bu sorular her insanda farklılık arzedebilir,İlk çağlardan itibaren insanların zihnini meşgul etmiş,insanlar özellikle Allah ve ahiret kavramları üzerinde kafa yormuşlar,düşünmüşler ve halen de bu tür kavramlar zihinleri meşgul etmeğe devam etmektedir.Yine insanlar,melek,şeytan,cin,kaza-kader ,cennet_cehennem,günah-sevap ,namaz,oruç,vs)değişik derecelerde olmak üzere insanları düşünmeye itmektedir. İnsanın iyiyi ve doğruyu bulabilmesi için düşünce kabiliyetinden yararlanması gerektiğinden,Allah Kuran'da insanları düşünmeye çağırmıştır.Çünkü insan düşünerek,aklını kullanarak gerçeği bulabilir,tek bir yaratıcının varlığını anlayabilir ve birçok problemleri çözebilir.Bu durum Kuranda çeşitli yerlerde vurgulamıştır.Bu konudaki bazı ayetler şöyledir. "Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten yağdırıp kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır".(Bakara Suresi Ayet 164) Al-i İmran 190.Ayet: Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır. Al-i İmran 191.Ayet: Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah´ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru! İşte normal bir insanın,önce kendi varlığından başlayarak,kainattaki düzen ve intizamı düşünmesi,bu düzenin kendi kendine veya tesadüfen olamayacağını,mutlaka kudretli ve bilgili bir varlık tarafından yaratıldığını anlamasına yeter.Sadece zekanın,akli düşüncenin zihni ulaştırdığı bu inanış yolu,gece olup ayın doğduğunu,sabah olup güneşin doğduğunu gören Hz.İbrahim(a.s)ı,bu olaydan,hepsinin hakim ve sahibi olan bir Allahın varlığı şuuruna ulaştırmıştır. Bunun için Allah Kur'an-ı Kerim'in de" Yunus 101.Ayet: De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!)» Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar fayda sağlamaz."buyurmaktadır. Doc.Dr.Hüseyin Peker,Din Psikolojisi,Sayfa;49-51.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol