Akıl Ve Tefekkür

Akıl ve tefekkür (Düşünce)

Hiçbir robot kendi yazılımını kendisi kodlayamamaktadır. Yine yer yüzündeki hiçbir çiçek kendi rengini,kokusunu ve harika şekillerini kendisi yapamaz.
Hiçbir hücre kendi görev alanını kendisi belirleyemez.Evrendeki ve yeryüzündeki bu mükemmel nizam(kuralı) kendi kendine oluşturulmamıştır.
Koku ve tat alma duyusunu bilmeyen,hiçbir çiçeğe koku veremez,dilimize tat alma duyusunu yerleştiremez.
Yaşadığımız dünya ,kozmik alem, tüm varlıklar ve bir insanın, kendi bedeninin görev ve yetki alanını anne karnında çizemez.

İnsan dünyaya gelmeden önceki hayatı bilmediği gibi ,öldükten sonraki hayatı da bilemez,
Hayatımızın yaratılış gayesini yüzyıllardır sorgulayan filozoflar,hiçbir şeyin kendiliğinden rastlantı sonucu olamıyacağını kabul etmişlerdir.Tüm filozoflar varoluş hakkında çeşitli önermeler yapmışlardır.
Var oluş sürecini en iyi açıklayan semavi dinler olmuştur.
Yaratılış gayesi ve amacıyla ilgili en son kutsal kitabımız olan Kuranı Kerimde Yüce Allah birçok ayetlerle açıklamıştır.
Mülk Suresinde Şöyle buyurulmaktadır;Mülk 1.Ayet: Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O´nun her şeye gücü yeter.
Mülk 2.Ayet: O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.
Zariyat 56.Ayet: Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

Varlık âleminde bizden önce yarattığı ,melekler ve cinlerden sonra akıl ve sorumluluk yüklediği İnsanoğlu ilk yaratılışını unutarak,ikinci kez yaratılacağı zamanı sorgulamaları,ve kuşku duymakta olduklarını görmekteyiz.

Yüce Allah bir çok ayette insanı aklını kullanarak düşünmeye sevketmiş ve örnekler vererek tekrar nasıl yaratacağını1400 önceden Kuranı Kerimde akıcı bir şekilde çok güzel açıklamıştır.
Yasin 78.Ayet: (İnsanoğlu)Kendi yaratılışını unutarak bize karşı örnek getirmeye kalkışıyor ve: «Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?» diyor.
Yasin 79.Ayet: De ki: Onları ilk defa yaratmış olan(Allah) diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir."

Devamında insanın, kozmik aleme bakmasını isteyerek şu ayeti örnek getirmiştir.
Yasin 81.Ayet: Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.
Yasin 82.Ayet:(Allah) Bir şeyi yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir."
Yasin suresinin son ayetinde de herkesin eninde sonunda kendisine döneceğini söylemektedir.
Yasin 83.Ayet: "Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah´ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O´na döneceksiniz."
Bu son ayette,geldiğimiz yerde ,gideceğimiz yer de bildirilmiştir.
İnsanoğlu devamlı
gittiğiyoldan kaygılanmaz, korkmaz,emin bir şekilde piknik yaparak yolculuk eder.Yüce Rabbimiz de bizlere gideceğimiz yeri en iyi öğreten bir öğretmen gibi Kutsal kitaplarında bizlere bildirmektedir.
Ölümle başlayacak yolculuğun sonunun nereye çıkacağını bilen insan,ameliyat masasına yatan bir hastanın, Hekimin(doktorun kucağına bıraktığı) gibi,Kendisini Rabbinin rahmet kanatlarına teslim etmekten başka kurtuluş ve çaresi yoktur.Bu inanç insanı kalp huzuruna ,iç huzur ve barışa ulaştırır ve tarifi imkansız mutluluğa eriştirir.

Öyle ise insan Dünyaya geliş gayesini çok iyi düşünmeli ve evrendeki mükemmel nizam ve kuralı aklıyla bularak,buradan yaratıcıya ulaşmaya çalışmalıdır.

Yüce Allah,insanoğlunun hayatını ve zamanını boşa harcadıklarını,hayat sınavını kaybedenlerin,iflas edeceklerin çokluğunu kuranda ekserisi iman etmezler buyur aktadır " Yusuf 103.Ayet: "Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir."Yusuf 106.Ayet: Onların çoğu, ancak ortak koşarak Allah´a iman ederler."böylece bu insanlar ebedi mutsuzluğa gömülmekle yüzyüze olduğunu bize asır suresinde çok açık şekilde söylemektedir.Bir de kaybedeceklerle kazanacakların özelliklerini çok veciz bir şekilde özetlemiştir.
Asr 1.Ayet: (1-3) Asra (Geçen zamana)yemin ederim ki insan(oğlu) gerçekten kayıp ve zarar içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller(güzel davranışlar) yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır