""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

İNTİHARIN PSİKOLOJİK BOYUTU

İntihar, kişinin çeşitli sebeplerle kendi yaşamına son vermesidir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün açıklamaları, her yıl intihar nedeniyle 800 bin insanın hayatını kaybettiğini, her 40 saniyede bir kişinin yaşamına son verdiğini ve 20 intihar teşebbüsünden birinin ölümle sonuçlandığını ortaya koymaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun 2018 yılı verileri ise erkekler çoğunlukta olmak üzere ülkemizde günde ortalama 8 kişinin intihar ederek yaşamına son verdiğini göstermektedir.
İntihar süreci “intihar fikri”, “intihar girişimi” ve “tamamlanmış intihar” olarak üç aşamadan oluşur. İntihar (özkıyım) sürecinde kişinin intihar etmeye yönelik sözel ve davranışsal sinyallerinin doğru bir şekilde anlamlandırılması sonucunda uygun önlemler alınarak, kişinin “intihar fikri” aşamasında bu düşüncelerinin eyleme dönüşmesinin önüne geçinebilinir.Kaynak:Bkz:https://www.mutluyasam.com.tr/intihari-dusunmek-ozkiyim-ve-psikolojik-boyutu/

Bu yazımızda sizlere intiharı düşünmek ve intiharın psikolojik boyutu hakkında bilgi vereceğiz.
İntihar Nedenleri Nelerdir? 
Tek bir nedenle açıklanamamakla birlikte intiharın; psikolojik, psikiyatrik, sosyal, biyolojik, genetik ve fiziksel faktörlere bağlı olduğu bilinmektedir.
İntiharın Risk Faktörlerinin Belirlenmesi:
  • Erkek olmak: İntiharı düşünmek ve intihar girişimi kadınlarda daha sık görülse de ölümle sonuçlanan intiharın erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha fazla olduğu bilinmektedir.
  • Bekar olmak: Bekar kişilerin intihar oranının evli kişilerden 2 kat daha fazla olduğu saptanmıştır.
  • Boşanmış, ayrılmış veya dul olmak: Boşanmış, ayrılmış, terk edilmiş veya eşini kaybetmiş kişilerin intihar etme olasılıkları artmaktadır.
  • Aile içi sorunlar yaşamak: Ailede birlik beraberliğin olmayışı, çatışma olması, anne-babanın örseleyici tutumları intihar etme riskini arttırmaktadır.
  • Ailede intihar geçmişinin olması: İntiharda genetik geçişin önemli olduğu bilinmektedir. Bu nedenle ailede intihar geçmişinin bulunması intihar riski açısından oldukça önemlidir.
  • Kişinin geçmişte intihar girişiminin olması: Geçmiş intihar girişimi olan kişilerin tekrar intihar etme olasılığı daha yüksektir.
  • Kronik hastalıklar (Ruhsal-Fiziksel): Depresyon, şizofreni, bunama, deliryum, kişilik bozukluğu gibi çeşitli ruhsal bozuklukların yanı sıra, uzun süreli ölümcül hastalığa yakalanma veya kişinin yaşantısını engelleyen, yaşam kalitesini bozan bir bedensel hastalığa sahip olma gibi faktörlerin de intihar açısından büyük risk taşıdığı görülmektedir.
  • Serotonin hormonunun eksikliği: Araştırmalar, intihar girişiminde bulunan kişilerde, “mutluluk hormonu” olarak bilinen serotonin hormonunun ciddi derecede eksik olduğunu ortaya koymaktadır.
  • Erken dönem travmatik yaşantıların varlığı: Çocukluk travmaları çözümlenmediğinde ortaya çıkan yoğun duygusal ve düşüncesel sorunlar da intihar riskini arttırmaktadır.
  • Alkol-madde kullanımı: Yapılan araştırmalar alkol ve madde kullanımının intihar riskini önemli oranda arttırdığını ortaya koymaktadır.
  • Ergen veya yaşlı olmak: Özellikle 15-24 yaş arası olmak üzere ergenlik-genç erişkinlik dönemlerinde ve 60 yaş üstü dönemde intihar riskinin arttığı bilinmektedir. Yaşlılarda intihar girişiminin ölümle sonuçlanma oranı diğer yaş gruplarından daha yüksektir.
  • Yalnız-izole yaşam: İnsan sosyal bir varlık olduğundan sosyal desteğin yetersiz kalması, güçlü sevgi bağlarının olmayışı gibi durumlar kişinin intihar etme olasılığını arttırmaktadır.
  • Ekonomik zorluklar: İşsizlik, geçim sıkıntısı, borçlanma gibi durumların intiharın önemli risk faktörlerinden olduğu bilinmektedir.
  • Cinsel istismar geçmişinin olması: Tacize veya tecavüze uğramış olma durumunda yaşanan bu travmatik anı üzerine bir ruh sağlığı uzmanı ile çalışılmadığı sürece bu anılar intihar riskini arttıran en önemli etmenlerden biridir.
  • Kayıp yaşamış olmak: Kişi kaybettiği kişinin ölümünden kendisini sorumlu hissettiğinde veya ölen kişiyle tekrar birlikte olmayı arzuladığında intihar etmeye meyil gösterebilir.
  • Stres düzeyi yüksek olan işlerde çalışmak: İstatistikler doktorluk, avukatlık, askerlik gibi stres düzeyi yüksek olan mesleklerin intihar riskini arttırdığını göstermektedir.
  • Dini kimlik yoksunluğu: İnanç, insanın zorluklarla baş edebilmesini sağlayan önemli bir içsel kaynak olduğundan dini kimlik yoksunluğu, diğer bir deyişle “dinsizlik” yüzünden kişinin bu içsel kaynağa sahip olmaması nedeniyle bu durum kişinin umutsuzluğa kapılabilmesine ve intihara meyil göstermesine neden olabilmektedir.
  • Cinsel kimlik sorunları: Kişinin kendi biyolojik kimliğini kabul etmemesi, biyolojik cinsel kimliğinden rahatsızlık duyması ve karşı cinsten olmayı istemesi gibi “cinsel kimlik bozukluğu” olarak adlandırılan ruhsal durumun intihar açısından bir risk faktörü olduğu bilinmektedir.
  • Şehir hayatı: Stengel, Durkheim gibi bilim insanları şehirde yaşamanın intihar için bir risk faktörü olduğunu öne sürmüştür.
İntihar Hakkındaki Yanlış İnanışlar (Mitler) Nelerdir?
İntihar girişiminde bulunan kişilerin, %80’inin intihar ipuçları verdiği bilinmektedir. Ancak intihar hakkındaki yanlış inanışlar ve tutumlar, bu ipuçlarını göz ardı etmeye dolayısıyla bazen kişinin hayatını kaybetmesine neden olabilmektedir.
İntiharla ilgili 10 mit;
  • Yanlış İnanış: Kişi intihardan bahsediyorsa, intihar etme olasılığı çok düşüktür.
Doğrusu: İntihar eden kişilerin birçoğu intihar etme ile ilgili niyetlerini önceden dile getirirler.
  • Yanlış İnanış: İntihar dürtüsel bir eylemdir, aniden gelir, engellenemez.
Doğrusu: İntihar her zaman dürtüsel değildir. Bazen kişi intihar etmeye dair planlar oluşturabilir, en ince ayrıntısına kadar süreci kurgulayabilir. Zamanında fark edilip önlem alındığında kişinin intihar etmesi engellenebilir.
  • Yanlış İnanış: Kişi intihar etmeyi kafasına koyduysa bunun önüne geçilemez.
Doğrusu: İntiharın önlenmesi kesinlikle mümkündür. Doğru gözlem, iletişim ve müdahale ile intiharın önüne geçilebilir.
  • Yanlış İnanış: İntihar eden kişiler bencil kişilerdir.
Doğrusu: İntiharın halk dilinde bilinen “bencillik” kavramı ile ilişkisi yoktur. Durkheim’in bencil (egoist) intihar olarak adlandırdığı intihar türü; kişinin çevresi ile bütünleşememesi, güçlü bağ kuramaması neticesinde görülür. Dolayısıyla bu durum, kişinin yalnızca kendisini düşünerek hareket etmesinden ziyade bağ eksikliğinden, yalnızlık hissinden dolayı hayatını sonlandırdığını göstermektedir.
  • Yanlış İnanış: Güçlü, başarılı ve akıllı kişiler intihar etmezler.
Doğrusu: Kişide herhangi bir akıl hastalığının bulunmuyor olması, kişinin başarılı olması ve güçlü bir profil çizmesi intihar etmeyeceği anlamına gelmez. Son yıllarda ülkemizde şahit olduğumuz birçok intihar vakası da akademik başarının veya zeka seviyesinin intiharı engellemediğini göstermektedir.
  • Yanlış İnanış: Depresif biriyle intihar hakkında konuşursak onu intihara daha da teşvik etmiş oluruz.
Doğrusu: İntiharı konuşmak kişiyi intihar etmeye teşvik etmez. Tam aksine bu konuyu konuşmak ve anlaşıldığını hissetmek kişide rahatlama sağlar. Böylece kişi bu düşünceden kurtulmak için tedavi için işbirliğine girmeye daha istekli olabilir.
  • Yanlış İnanış: İntihar girişiminde bulunan kişiler her zaman ölmek isterler.
Doğrusu: İntihar girişiminde bulunan kişilerin amacı bazen de çevrelerindekilere mesaj vermek, onlara seslerini duyurmak, duyulmak ve görülmektir. Kişi her zaman hayatını sonlandırma amacına sahip olmayabilir.
  • Yanlış İnanış: İntihar eden kişiler sadece dikkat çekmeye çalışıyordur.
Doğrusu: İntihar eden kişi dikkat çekmeye çalışmıyordur; ya destek görmek için yardım çığlıkları atıyordur ya da hayatını sonlandırma amacı taşıyordur.
  • Yanlış İnanış: Eğer bir kişi daha önce intihar girişiminde bulunmuş ve başarısız olmuşsa, bir daha intihar etmez.
Doğrusu: Kişinin daha önce intihar girişiminde bulunmuş olması tekrar intihar edebileceğine yönelik bir risk faktörüdür. Hatta intihar girişiminde bulunan kişinin eylemi tekrarlama riskinin intihar girişiminden sonraki ilk 3 ay süresince en yüksek seviyede olduğu tespit edilmiştir.
  • Yanlış İnanış: Çocuklar intihar etmez.
Doğrusu: Çocuklarda ders başarısı, okul sorunları, aile içi çatışmalar, şiddet, cinsel istismar, arkadaşlık ilişkisi problemleri, akran zorbalığı gibi nedenler intiharla sonuçlanabilmektedir.
İntihar Edecek Kişi Nasıl Anlaşılır?
İntiharı düşünmekte  ve intiharı planlamakta olan kişiler, çevrelerine bazı sinyaller verirler. Kişinin söylemlerine kulak vermek, ciddiye almak ve gözlemlemek olası bir intiharın önüne geçmenizi sağlayabilir.
Dikkat edilmesi gereken sinyaller;
  • Yakınları arayıp vedalaşma gibi konuşmalar yapmak,
  • Kendisini öldürmek istediği, ölmek istediği, dayanamadığına dair söylemlerde bulunmak,
  • Yaşamın bomboş geldiği, anlamsız olduğuna dair söylemlerde bulunmak, geleceğe karamsar, umutsuz gözlerle bakmak,
  • Kendisini sosyal çevresinden ve ailesinden izole etmeye başlamak, içine kapanmak,
  • “Merak etmeyin, yakında hayatınızdan çıkıp gideceğim.” gibi sözler sarf etmek,
  • İntihar etmeye yönelik malzemeler (ip, bıçak, jilet, hap, silah vb.) temin etmek,
  • İntihar etmiş kişilerden övgü ile bahsetmek,
  • Sürekli üzgün, çökkün bir ruh halinde olmak,
  • Günlük işlevsellikte (iştah, uyku, isteklilik vb.) ciddi olumsuz değişimlerin olması,
  • Ekonomik zorlukların altından kalkamamaktan bahsetmek,
  • Suçluluk duygularının olması,
  • Aşırı kaygılı ve huzursuz olmak,
  • Fiziksel veya duygusal acıdan bahsetmek,
  • Yakın birinin ani kaybı, tecavüz, savaş, saldırı gibi travmatik yaşantılara maruz kalmak,
  • Alkol-madde kullanımının ve hayatı riske atan davranışların varlığı,
  • Öz-değerde azalma gözlenmesi,
  • Yoğun isteksizlik hali,
  • Öfke, saldırganlık,
  • Duygusal küntlük, olan bitene kayıtsızlık hali,
  • Vasiyet yazmak, miras bırakmaktır.
İntihar Düşünceleri Olan Bir Kişiye Nasıl Yardım Edilir?
Eğer çevrenizde intihara meyilli bir yakınınız olduğunu düşünüyorsanız, onunla sakin ve güvenli bir şekilde görüşebileceğiniz ortam oluşturunuz. Ölüm ve intihar hakkında konuşmaktan, düşüncelerini öğrenmekten çekinmeyiniz. Konuşurken onu yargılamadığınızdan, anlamaya çalıştığınızdan emin olunuz ve içinde bulunduğu zor durumu anladığınızı ifade ediniz. Kişiye gerçekçi olmayan vaatlerde bulunmayınız. Bu yaşadıklarının zor bir süreç olduğunu, onun çok çaresiz hissettiğini, sorunlarının çözümsüz olduğunu düşündüğünü anladığınızı ifade ederek duygularını anlayınız.
Nasihat vermekten (“Haline şükret, senden daha kötü durumda neler var.” vb.) veya suçlayıcı (“Saçmalama! Sen ölünce kurtulacaksan tabi geride kalanlara kim bakacak?” vb.) ifadelerden kaçınınız. Tavsiye vermeyiniz, bunun yerine birlikte intihar dışındaki çözüm yollarını araştırınız. Ona yardım etmek istediğinizi ve yanında olduğunuzu dile getirerek bu söylemlerinizi samimi davranışlarınızla da destekleyiniz.
Kişinin yalnız kalmamasını sağlayınız. İntiharı gerçekleştirebileceği nesnelerden (silah, bıçak, jilet, hap vb.) onu uzak tutmaya çalışınız. Yaşadığı sorunlarla ilgili uzman desteğine başvurması için onu cesaretlendiriniz, gerekirse siz de ilk görüşmede ona eşlik ediniz. Size intiharı düşünmekten veya intihar planından bahsediyorsa, bunu bir sır olarak saklayamayacağınızı ve bu durumu ona yardım edebilecek ruh sağlığı uzmanlarıyla paylaşmanız gerektiğini belirtiniz. İntiharı düşünmekte olan kişinin bir psikiyatri uzmanına veya psikoloğa başvurduğundan ve tedavi süresince kendisine önerilenleri yaptığından emin olunuz. İntiharı önlemenin uzun soluklu bir süreç olduğunu, bu süreçte sizin de destek almaya ihtiyacınızın olabileceğini unutmayınız. İntiharı düşünmekte olan birine yardım etmeye çalışırken lütfen kendinizi de ihmal etmeyiniz.
İntihar Riski Olan Kişiler Nasıl Tedavi Edilir?
İntihar riski taşıyan kişilerin tedavi edilebilmesi için ruh sağlığı uzmanlarından destek almaları şart ve elzemdir. Bu kişilerin tedavi sürecinde hem ilaç tedavisi hem de psikoterapinin eş zamanlı ilerlemesi, sürecin işleyişi açısından oldukça önemlidir. İlaç tedavisi; ayakta tedavi veya yatarak tedavi olarak 2 şekilde yürütülebilmekte, hangi ilaçların verileceğine ve nasıl müdahalelerde (ayakta, yatılı tedavi vb.) bulunulacağına sadece psikiyatri uzmanı karar vermektedir.
Diğer yandan intihar riski taşıdığı için ilaç tedavisi gören kişilerde psikoterapi, intihar riskini azaltan en önemli etmenlerden biridir. Riski azaltmaya yönelik terapi planı çizilirken en önemli faktör, intihar düşüncesinin temelinde yatan nedeni saptamaktır. Bu neden genellikle depresyon olarak karşımıza çıkmakla birlikte bazen daha farklı nedenlerle de karşılaşılabilmektedir. Altta yatan nedenin doğru teşhis edilerek kişinin ihtiyacına yönelik bir terapi planının oluşturulması iyileşme açısından oldukça önemlidir. Bu noktada psikoterapi sürecini yönetecek uzman psikoloğun deneyim, donanım ve becerileri önem kazanmaktadır.
Psikiyatrik müdahale ile kişinin stabilizasyonu sağlanırken psikoterapi sürecinde de Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi, EMDR Terapisi gibi çeşitli terapi yöntemlerinden faydalanılarak kriz dönemi kontrol altına alınmaya ve kişi tedavi edilmeye çalışılır.
Önemli diğer bir unsur ise bu süreçte kişinin yakınlarına psiko-eğitim verilmesi, gerekirse aile terapisi seanslarının gerçekleştirilmesidir. Çünkü intihar riski olan kişinin aile bireyleri de o kişinin içinde bulunduğu süreçle ilgili bilgilendirilerek ona karşı nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiği hakkında farkındalık kazandıklarında, ilaç ve terapinin olumlu etkileri korunarak kişinin güvenlik durumu daha kalıcı hale gelmektedir. Ayrıca aile bireyleri için de zorlayıcı olan bu süreçte uzman desteği alıyor olmaları kendilerinin de süreci ruhsal açıdan daha sağlıklı bir şekilde atlatmalarına olanak sağlamaktadır.
Çevrenizde intihar riski taşıyan bir yakınınız var ise veya siz kendinizi ölüm, intihar düşüncelerini aklınızdan geçirirken buluyorsanız öncelikle psikiyatri uzmanıyla bir tedaviye başlanmasını ve psikiyatri uzmanının da yönlendirmesiyle psikoterapi sürecinin tedaviye eklenmesini tavsiye ederiz. İntihar düşüncelerinde önceliğin yüz yüze terapi olmasını önerir ancak şehir dışında olma, evden çıkılamayan bir rahatsızlığın olması, pandemi koşulları vb. nedenlerden ötürü tedavinin aksamaması için yine psikiyatri uzmanınızın onayıyla online terapiye başlanmasının da 2. alternatif öneri olabileceğini söyleyebiliriz.
Bu konuda online terapi almaya karar verirseniz görüştüğünüz uzmanın intihar riski taşıyan danışanlarla çalışmada profesyonel olduğundan emin olmandan lütfen psikoterapi sürecine başlamamaya dikkat ediniz. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilir, uzman psikologlarımızdan destek almak için görüşmeler sağlayabilirsiniz.
Bu yazımızda sizlere intiharı düşünmek ve intiharın psikolojik boyutu hakkında bilgi verdik. Önceki yazımızı https://www.mutluyasam.com.tr/intihari-dusunmek-ozkiyim-ve-psikolojik-boyutu/
linkinden okuyabilirsiniz.
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol