Zati Sıfatları
Allah'ın Sıfatları
Allah Teâlâ'ya iman etmek demek, O'nun yüce varlığı hakkında vâcip
ve zorunlu olan kemal ve yetkinlik sıfatlarıyla, câiz sıfatları bilip, öylece inanmak,
zâtını noksan sıfatlardan yüce ve uzak tutmaktır. Allah, şanına lâyık
olan bütün kemal sıfatlarıyla nitelenmiş ve noksan sıfatlardan münezzehtir.
Allah Teâlâ'nın sıfatlarının hepsi ezelî ve ebedî sıfatlardır. O'nun sıfatlarının
başlangıcı ve sonu yoktur. Allah'ın sıfatları, yaratıkların sıfatlarına benzemez.
Her ne kadar isimlendirmede bir benzerlik varsa da Allah'ın ilmi, iradesi,
hayatı, kelâmı; bizim, ilim, irade, hayat ve kelâmımıza benzemez. Biz, Allah'ın
zâtını ve mahiyetini bilemediğimiz ve kavrayamadığımız için O'nu isim ve
sıfatlarıyla tanırız. Kur'ân-ı Kerîm "Onu gözler idrak edemez. Fakat O, gözleri
idrak eder. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır" (el-En‘âm
6/103) buyurarak, Allah'ın zâtını idrak etmenin, mahiyetini bilmenin imkânsız
olduğunu açıklamıştır. Hz. Peygamber de bu konuda şöyle buyurmuştur: "Allah'ın
yaratıkları hakkında düşününüz. Fakat Allah'ın zâtı hakkında düşünmeyiniz.
Gerçekten siz buna hiç güç yetiremezsiniz" (Süyûtî, el-Câmi‘u's-sag¢r,
I, 132; Aclûnî, Keşfü'l-hafâ, I, 311).
Yüce Allah'ın varlığı zorunlu ve vâcip olan sıfatları iki gruba ayrılır:
Zâtî sıfatlar, sübûtî sıfatlar.
Zâtî Sıfatlar
Sadece Allah Teâlâ'nın zâtına mahsus olan, yaratıklarından herhangi birine
verilmesi câiz ve mümkün olmayan sıfatlardır. Zât sıfatların zıtları Allah
hakkında düşünülemediği, bu sebeple noksanlık, sonluluk ve eksiklik ifade
eden bu özelliklerden O'nun tenzih edilmesi gerektiğinden bu sıfatlara tenzîhî
sıfatlar ve selbî sıfatlar da denilmiştir. Zâtî sıfatlar şunlardır:
1. Vücûd. “Var olmak” demektir. Allah vardır, varlığı başkasından değil,
zâtının gereğidir, varlığı zorunludur. Vücûdun zıddı olan yokluk Allah
hakkında düşünülemez.
2. Kıdem. “Ezelî olmak, başlangıcı olmamak” demektir. Hiçbir zaman
düşünülemez ki, bu zamanda Allah henüz var olmamış olsun. Çünkü
zaman denilen şeyi de O yaratmıştır. Ne kadar geriye gidersek gidelim
O'nun var olmadığı bir zaman düşünülemez, bulunamaz. Allah sonradan
meydana gelmiş varlık değildir. Ezelî (kadîm) varlıktır. Kıdem sıfatının zıddı
olan sonradan olma (hudûs) Allah hakkında düşünülemez.
3. Beka. “Varlığının sonu olmamak, ebedî olmak” demektir. Allah'ın
sonu yoktur. Ezelî olanın ebedî olması da zorunludur. Bekanın zıddı olan
sonu olmak (fenâ) Allah hakkında düşünülemez. Ne kadar ileriye gidilirse
gidilsin, Allah'ın olmayacağı bir an düşünülemez. Kur'ân-ı Kerîm'de Allah'ın
ezelî ve ebedî oluşu hakkında şöyle buyurulur: "O, ilktir, sondur..." (el-Hadîd
57/3), "...Allah'ın zâtından başka her şey yok olucudur..." (el-Kasas 28/88).
4. Muhâlefetün li'l-havâdis. “Sonradan olan şeylere benzememek”
demektir. Allah'tan başka her varlık sonradan olmuştur. Allah, sonradan
olan şeylerin hiçbirisine hiçbir yönden benzemez. Allah, kendisi hakkında
bizim hatıra getirdiklerimizin de ötesinde bir varlıktır. Bu sıfatın zıddı olan,
sonradan olana benzemek ve denklik (müşâbehet ve mümâselet) Allah hak
kında düşünülemez. Kur'an'da şöyle buyurulur: "...O'nun (benzeri olmak
şöyle dursun) benzeri gibisi (dahi) yoktur..." (eş-Şûrâ 42/11).
5. Vahdâniyyet. “Allah Teâlâ'nın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir
ve tek olması, eşi, benzeri ve ortağının bulunmaması” demektir. Vahdâniyyetin
zıddı olan birden fazla olmak (taaddüd), eşi ve ortağı bulunmak (şirk),
Allah hakkında düşünülmesi imkânsız olan sıfatlardandır. İslâm'a göre Al-
lah'tan başka ilâh, yaratıcı, tapılacak, sığınılacak, hüküm ve otorite sahibi
bir başka varlık yoktur. İhlâs ve Kâfirûn sûreleri ile Kur'an'ın pek çok âyeti
Allah'ın tek ve eşsizliğini ortaya koyarken, şirki reddeder (bk. el-Enbiyâ
21/22; el-İsrâ 17/42; ez-Zümer 39/4).
6. Kıyâm bi-nefsihî. “Varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için bir
başka varlığa ihtiyaç duymamak” demektir. Allah kendiliğinden vardır. Var
olmak için bir yaratıcıya, bir yere, bir zamana, bir sebebe muhtaç değildir.
Başkasına muhtaç olmak (kıyâm bi-gayrihî), Allah hakkında düşünülemez.
Kur'ân-ı Kerîm'de bu sıfatla ilgili olarak şöyle buyurulur: "De ki: O Allah
birdir. O, sameddir (başkasına ihtiyaç duymayandır)..." (el-İhlâs 112/1-2),
"Ey insanlar, Allah'a muhtaç olan sizlersiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan
ancak O'dur" (el-Fâtır 35/15).