""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

LEYL SURESİ (92)

92. Leyl Sûresi
Mekke döneminde nâzil olmuştur. 21 âyettir. Leyl, “gece” demektir. Adını ilk âyetteki aynı kelimeden almıştır.(Karanlığıyla örtüp kaplayan gecenin oluşumunu ,Sonra gündüzün oluşumuna  yemin ederek düşünmeye çarıyor,yüce rabbimiz.Dünya hayatı da Ahiret hayatı da yüce Allahın çizdiği evrensel yasalara göre düzenlendiğini,,İnsanlığa Kitaplar ve Peygamberler göndererek;"İnsanoğluna  doğru yolu göstermekte bize aittir " buyurarak,Tercih hakkının insanda olduğunu vurgulamaktadır.
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
1-2-3. (Karanlığıyla) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp parladığı zaman gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki!
4. Doğrusu sizin çalışmanız, çeşit çeşit (gayelerle)dir.
5-6-7. Artık kim (Allah için) verir ve (günahlardan) sakınırsa ve en güzeli (Kelime-i tevhîdi) de tasdik ederse,[1] biz de onu en kolay olana hazırlarız.
8-9-10. Kim de cimrilik eder, kendisini (yeterli görüp Allah’a) muhtaç görmez ve o en güzeli (Kelime-i tevhîdi) yalanlarsa, biz de onu, en güç olana hazırlar sevkederiz.[2]
11. O aşağıya (cehenneme) düştüğü zaman, malı ona hiç fayda vermeyecek.
12. Şüphesiz doğru yolu göstermek bize aittir.
13. Şüphesiz âhiret de, önünde olan (dünya) da bizimdir.
14. İşte (ben) sizi alevler saçan bir ateşle uyardım.
15-16. Ateşe âsî/kötü olandan başkası girmez. O (da, peygamberi) yalanlayan ve (imandan ve Allah’ın emirlerinden) yüz çevirendir.
17-18. Arınmak için, malını (sırf Allah rızası için) veren en takvâlı (Allah’ın emirlerine en uygun yaşayan) kimse ise, o (ateşin azabı)ndan uzaklaştırılacaktır.[3]
19-20. O, yanındaki verilecek nimeti, bir kimseden şükran beklemek için değil, ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için verir.
21. Elbette o da (Allah’ın kendisine vereceği nimetle) hoşnut olacaktır.
DİP NOT
[1] İslâm, önce Lâ ilâhe illallâh ile başlar. Bu, İslâm inkılâbının anahtarı olmuştur. Bir kimse “Lâ ilâhe” ile Allah’ın önüne geçecek bütün tabuları, put ilâhları ve nefsindeki putları ortadan kaldırır. “İllallâh” ifadesi ile de tevhidi tasdik eder, yalnız Allah’a ve O’ndan gelenlere teslim olur ve işte o zaman gerçek/samimi müslüman olur. Müslüman olunca da gereğini yerine getirir. Çünkü İslâm Kelime-i Tevhîdin gerçekleştiği yerdedir. [bk. 2/256]
[2] Allah’a karşı kendini yeterli gören ve Kelime-i Tevhîde ve gereğine değer vermeyenleri Allah zor, şer ve kötü işlere hazırlar. Onun da bu işleri kolayına gelir. Böylece cehenneme gitmek ona kolaylaştırılmış olur.
[3] İslâm’a uygun yaşayanlar; Hz. Ebû Bekir (r.a) ve benzerleri.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol