""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

Anne ve Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri

Ana Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri

Her yeni doğan çocuk, aile için yeni bir mutluluk ve sevinç vesilesi olması
yanında yeni sorumluluklar da getirir. Ebeveynin bu konudaki görevlerini
üç noktada toplamak mümkündür:

1. Çocuğun maddî ihtiyaçlarının karşılanması. Çocukların beslenme, barınma,
giyim kuşam ve sağlık gibi maddî ve bedensel ihtiyaçlarının karşılanması
ailenin başta gelen görevidir. Hz. Peygamber, kişinin hayır yolunda
harcadıkları içinde sevabı en bol olanının, aile bireylerine yaptığı harcamalar
olduğunu belirtmiş; başka bir hadisinde de, “İnsanın aile bireylerini sefil bırakması
günah olarak kendisine yeter” (Ebû Dâvûd, “Zekât”, 45) buyurmuşlardır.
2. Çocuğa sevgi ve şefkat gösterilmesi. Peygamber efendimizin gerek
kendi çocukları ve torunlarına gerekse diğer çocuklara karşı son derece şefkat,
merhamet ve sevgi hisleri duyması, onları bağrına basıp okşaması, öpmesi,
hatalarını bağışlaması, şakalaşması, hatta oyunlarına katılması ile ilgili
pek çok hadis rivayet edilmiştir. Onun çocukara olan bu düşkünlüğünü
yadırgayan birini, “Allah senin kalbinden merhameti söküp almışsa ben ne
yaparım!” (Buhârî, “Edeb”, 18) diyerek eleştirmiştir.
Modern psikoloji, ebeveynin sevgi ve şefkat gibi mânevî ilgisinin en az
maddî ilgi kadar önemli olduğunu, bu ilgiden yoksun kalan çocukların uyum
problemlerinin bulunduğunu, suç işleme eğilimlerinin daha güçlü olduğunu
göstermektedir. Ayrıca, çocuğun anne sütüyle beslenmesi bedensel olduğu
kadar ruh sağlığı bakımından da çok yararlı görülmekte ve böylece Kur’ân-ı
Kerîm’in, “Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirsinler” (el-Bakara 2/233) anlamındaki
âyetinin önemi daha iyi anlaşılmış bulunmaktadır.

3. Çocuğun eğitimi. Çocuğun dinî, ahlâkî ve meslekî eğitimi ailenin en
zor ve o kadar da önemli görevidir. Müslüman ahlâk ve eğitim bilginleri Allah’ın
rab (terbiye edici, eğitici) şeklindeki ismini de buna delil gösterirler.
Hz. Peygamber’in, “Ben ancak bir öğretmen olarak gönderildim” (İbn Mâce,
“Mukaddime”, 17) anlamındaki hadisi ise eğitimin bir peygamber mesleği
olduğunu gösterir. Eğitimin temel amacı ise çocukların bilgide ve ahlâkta
donanımlı olmalarını sağlamaktır. “Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden
daha değerli bir miras bırakamaz” (Tirmizî, “Birr”, 33) anlamındaki hadisin
açık ifadesi yanında, “İlim talep etmek her müslümana farzdır” (İbn Mâce,
“Mukaddime”, 17) mânasındaki hadis de bu hususta ebeveyne sorumluluk
yüklemektedir. 

Aile ortamı aynı zamanda bir eğitim ortamı olduğundan çağdaş eğitimciler
gibi müslüman eğitimci ve ahlâkçılar da aile eğitiminin önemi ve tarzı
üzerinde geniş olarak durmuşlardır. Başta Mâverdî’ye ait Edebü’d-dünyâ
ve’d-dîn ve Gazzâlî’ye ait İhyâü ulûmi’d-dîn adlı ölümsüz eserler olmak
üzere ahlâk ve eğitim konularındaki sayısız eserde yer alan bu husustaki
önerileri şu şekilde özetlemek mümkündür: Büyükler, davranışlarıyla çocuklar
için iyi örnek olmaya önem vermeli; eğitim sırasında onları büyük
yerine koymayıp kendileri onların düzeyine inmeli ve onları anlamaya çalışmalı;
oyun oynamalarına fırsat vermeli, eğitici oyunlara yönlendirmeli,
onlara daima doğru ve tutarlı bilgiler vermeli; hoşgörü ilkesine özenle riayet
etmeli; ancak bunun ölçüsünü iyi ayarlayarak çocukların şımarıp arsızlaşmasına
yol açmamaya özen göstermelidirler.

d) Çocukların Ana Babalarına Karşı Görevleri

Hem Kur’ân-ı Kerîm’de hem de hadislerde çoğunlukla Allah’a kulluk
vecîbesinin hemen ardından ana babaya saygılı olma ve iyi davranmanın
bir görev olduğuna dikkat çekilir (meselâ bk. el-En‘âm 6/151-153; el-İsrâ
17/22-37). Meryem sûresinde Hz. İbrâhim ile babası Âzer arasındaki bir diyalogu
aktaran âyetler (19/41-88), evlâdın ebeveynine karşı saygısına bir
örnek oluşturması bakımından ilgi çekicidir. Burada Hz. İbrâhim Âzer’e her
sözünün başında “babacığım” diye hitap eder; babası müşrik olmasına, son
derece kaba ve tehdit edici ifadeler kullanmasına rağmen yine de o saygısını
koruyarak, “Selâm olsun sana! Rabbimden senin için af dileyeceğim” der.
Hz. Peygamber de en önemli amelleri, Allah katındaki değerine göre, “Vaktinde
kılınan namaz, ebeveyne iyilik ve Allah yolunda cihad” (Buhârî,
“Edeb”, 1; Müslim, “Îmân”, 137) şeklinde sıralamıştır. Çok meşhur bir hadiste,
“kebâir” (büyük günahlar) diye bilinen başlıca kötülüklerin en büyükleri,
“Allah’a ortak koşmak, ebeveyne âsi olmak ve yalan yere şahitlik yapmak”
(Buhârî, “Edeb”, 1; Müslim, “Îmân”, 143, 144) şeklinde ifade edilmiştir.

Ana babaya iyilik edip onları incitmekten kaçınmanın önemine dair pek
çok âyet ve hadisin yanında, ahlâk kitaplarında da konuya büyük önem verilmiş;
onların, birer insan olarak tabii haklarının yanında; evlâtların onlara
karşı yerine getirmeleri gereken birçok görevden söz edilmiş olup bunların
başlıcalarını şöyle sıralamak mümkündür: Maddî ve mânevî ihtiyaçlarını
karşılamaya, huzurlu bir yaşama ortamı sağlamaya çalışmak, istetmeden
vermek, kendilerinden aşırı fedakârlıklar beklememek, haklarında şikâyetçi
olmamak, kusurlarını saklayıp iyiliklerinden söz ederek itibarlarını korumak,
uyarılmaları zorunlu olan durumlarda ise uyarıları incitmeden yapmak,
hayatta iken ve öldükten sonra haklarında duacı olmak, haram olmayan
konularda isteklerini yerine getirmek, hayır ve ibadetlerine yardımcı
olmak, öldüklerinde vasiyetlerini yerine getirmek ve arkalarından hayır hasenatta
bulunmak, hâtıralarını yaşatmak üzere dostlarıyla ve sevdikleriyle
ilişkiyi devam ettirmek, nihayet dinin ve örfün gerekli veya güzel bulduğu
diğer hususlarda lâzım geleni yapmak.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol