""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

Teyemmüm Abdesti Nasıl Alınır



V. TEYEMMÜM
Sözlükte "bir işe yönelmek, bir şeyi kastetmek" anlamına gelen teyemmüm
dinî literatürde, suyu temin etme veya kullanma imkânının bulunmadığı
durumlarda hadesi yani büyük ve küçük hükmî kirliliği gidermek maksadıyla,
temiz toprak veya yer kabuğundan sayılan bir maddeye sürülen
ellerle yüzü ve iki kolu meshetmekten ibaret hükmî temizlik demektir. Abdest
ve gusül normal durumlarda su ile yapılan ve maddî temizlenme özelliği
de taşıyan hükmî bir temizlik iken teyemmüm istisnaî hallerde başvurulan,
abdest ve gusül yerine geçen (bedel) sembolik bir işlemdir. İslâm'ın
mükellefler için böyle bir imkânı getirmiş olması, hem namaz başta olmak
üzere ibadetlerin ifasına büyük önem vermiş bulunmasının hem de kolaylığı
ilke edinmiş olmasının sonucudur.

Kur'an'da teyemmüm imkânıyla ilgili olarak şöyle buyurulur: "Eğer
hasta olur veya yolculukta bulunursanız, yahut biriniz ayak yolundan ge
lirse, yahut kadınlarla temasta bulunur da su bulamazsanız, temiz toprakla
teyemmüm edin. Onunla yüzlerinize ve kollarınıza meshedin" (el-Mâide
5/6). Hz. Peygamber de hicretin 5. yılında nâzil olan bu hükmü tatbikî olarak
göstermiş ve açıklamış; teyemmümün cevazı ve mahiyeti hakkında,
ayrıntıyla ilgili görüş farklılıkları hariç tutulursa, fakihler arasında kayda
değer bir ihtilâf olmamıştır.

A) TEYEMMÜMÜN SEBEPLERİ


Teyemmüm abdest ve gusül yerine geçen bir bedel ve istisnaî hüküm
olup ancak belli bir mazeretin bulunması halinde yapılabilir. Bu mazeretler
de iki grupta toplanabilir: 1. Abdest veya gusle yetecek miktarda suyun
bulunmaması. 2. Suyu kullanmayı engelleyen fiilî bir durumun veya suyu
kullanmamak için dinen geçerli bir mazeretin/engelin bulunması.

Abdest ve gusle yetecek suyun hiç bulunmaması, yürüyerek veya vasıtayla
kolayca gidilip gelinebilecek bir mesafeden daha uzakta olması, su
yolunda bir tehlikenin varlığı, parayla su satın alma imkânının olmayışı
veya fiyatının rayiç bedelin çok üstünde olması, suyu kullanmanın sağlık
açısından tehlikeli oluşu, suyu elde etme araç ve gerecinin bulunmayışı,
havanın veya suyun aşırı derecede soğuk olması gibi durumlar da yukarıdaki
iki mazeret halinin sık rastlanılan örnekleri olarak sayılabilir. Bu konuda
mükellef kendi karar vermeli, haklı ve geçerli bir mazeretinin bulunduğuna
kanaat getirdiğinde dinin bu ruhsatından yararlanmalıdır.









B) TEYEMMÜMÜN YAPILIŞI

Teyemmüm, hükmî temizlenme niyetiyle temiz toprağa sürülen el ayasıyla
yüzü ve kolları dirseklerle birlikte meshetmekten ibarettir. Bu sebeple teyemmümün
niyet, yüzü meshetmek, kolları dirseklerle birlikte meshetmek şeklinde
üç farzı vardır. Diğer bir anlatımla teyemmüm bu üç fiilden oluşur.

Teyemmüme başlarken besmele çekmek, sıraya riayet etmek yani önce
yüzü sonra kolları meshetmek, bunları yaparken ara vermemek, elleri toprağa
vurduğunda ileri geri hareket ettirmek ve toprağın parmak aralarına
girmesini sağlamak, ellerini topraktan kaldırınca parmaklardaki toz ve toprakları
silkelemek teyemmümün sünnet ve âdâbı olarak sayılır.

Temiz, kuru ve tozlu toprakla teyemmüm edilebileceği gibi taş, kum, çakıl,
tuğla, kiremit gibi maddelerle de yapılabilir. İki elin iç yüzü, yüzün
meshi ve kolların meshi için ayrı ayrı toprağa sürülür. Birincide iki elin içiyle
yüzün tamamı, ikincisinde sol elin içi ile sağ el ve kol, sağ elin içi ile sol el
ve kol dirseklerle birlikte tamamen meshedilir. Yüzün ve kolların ekserisini
meshetmeyi yeterli gören fakihler de vardır.

Namaz vakti girmeden teyemmüm edilmesi câizdir. Su bulunmadığı,
mazeret hali kalkmadığı sürece bir kimse yaptığı teyemmümle dilediği kadar
farz ve nâfile namaz kılabilir. Bu Hanefî mezhebinin görüşüdür. Hanefî
mezhebi dışındaki üç mezhebe göre, teyemmümün geçerli olabilmesi için
namaz vaktinin girmiş olması gerekir ve bir teyemmümle birden fazla farz
namaz kılınamaz. Ancak Hanbelîler birden fazla kazâ namazı kılınabileceği
görüşündedir.

C) TEYEMMÜMÜ BOZAN DURUMLAR

1. Abdesti bozan ve guslü gerektiren durumlar teyemmümü de bozar.
Çünkü teyemmüm bu ikisinden bedeldir. Cünüp olan kimse teyemmüm
yaptıktan sonra abdesti bozan bir durum meydana gelse, yalnız abdesti
bozulmuş olur, cünüplük hali geri gelmez.
2. Hastalık, tehlike, şiddetli soğuk, suyu elde edecek araç ve gerecin yokluğu
gibi teyemmümü mubah hale getiren bir mazeret sebebiyle teyemmüm
yapılmış da bu mazeret hali ortadan kalkmışsa, teyemmüm bozulmuş olur.
3. Yaptığı teyemmümle namaz kılan kimse namaz esnasında suyu görürse
veya su bulunursa, teyemmümü bozulmuş olur. Namazı teyemmümle kıldıktan
sonra su bulunursa vakit çıkmamış bile olsa kılınan bu namazın iadesi
gerekmez. Şâfiîler bu durumda iadeyi gerekli görür. Namaz vakti çıktıktan
sonra ise iadenin gerekmediğinde görüş birliği vardır.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol