""DİNİNİZLE İLGİLENEN,DERDİNİZLE İLGİLENMİYORSA,BİLİNKİ O TAM BİR SAHTEKARDIR"" Macar Atasözü.
HOŞ GELDİNİZ
Ziyaret etiğiniz için teşekkür ederiz,burada huzurlu bir vakit geçireceğinizden eminim.Yine bekleriz,

Bayram Namazı

BAYRAM NAMAZI
Bayram namazı, biri ramazan bayramında diğeri kurban bayramında
olmak üzere yılda iki defa kılınan iki rek‘atlık bir namazdır. Bayram namazı
Hanefî mezhebinde, cuma namazının vücûb şartlarını taşıyan kimselere
vâciptir. Şâfiî ve Mâlikîler'e göre müekked sünnet, Hanbelîler'e göre ise farz-ı
kifâyedir.

Bayram namazının sıhhat şartları, Hanefîler'e göre, hutbe hariç, cuma
namazının sıhhat şartları ile aynıdır. Sadece hutbenin hükmü bakımından
aralarında fark vardır. Yani cuma namazında hutbe sıhhat şartı olduğu
halde, bayram namazında sünnettir. Yine hutbe cuma namazında namazdan
önce, bayram namazında ise namazdan sonra okunur.

Şâfiîler'e göre kadınlar da bayram namazı ile yükümlüdürler. Şu var ki
bu namazın cemaatle kılınması
şart olmayıp, münferiden de kılınabilir, fakat
camide cemaatle kılınması daha faziletlidir.

Bayram namazının diğer namazlardan kılınış bakımından farkı, bunun
her rek‘atında üçer fazla tekbir olmasıdır. Bu fazla tekbirlere "zâit tekbirler"
denir. Bu ilâve tekbirler vâcip olup birinci rek‘atta kıraatten önce, ikinci
rek‘atta kıraatten sonra alınır. Tekbirle birlikte eller kaldırılır ve yanlara bırakılır
(ref‘ ve irsâl). İlk rek‘atta iftitah tekbirinden sonra eller bağlanır (itimâd)
ve "Sübhâneke" okunur. Bundan sonra imamla birlikte zâit tekbirlere geçilir.
İmamın tekbiri diğer tekbirlerde olduğu gibi sesli, cemaatin tekbirleri ise alçak
sesle olur. Allahüekber denilerek eller kaldırılır ve yanlara salınır, üç
kere "sübhânellah" diyecek kadar beklendikten sonra yeniden tekbir alınır;
aynı şekilde eller kaldırılır, yanlara bırakılır ve biraz beklendikten sonra bu
rek‘attaki zâit tekbirlerin sonuncusu olan üçüncü tekbir alınır ve bu defa
eller bağlanır. Cemaat susar, imam gizlice eûzü ve besmele çektikten sonra
açıktan okumaya başlar. Fâtiha'dan sonra bir sûre daha okur, rükû ve secdeden
sonra ikinci rek‘ate kalkılır. İkinci rek‘atta imam, Fâtiha ve arkasından
bir sûre okuduktan sonra üç defa tekbir alınır ve eller yanlara salıverilir.
Dördüncü tekbir rükûa geçiş tekbiri olup bu tekbirle rükûya gidilir ve namaz
tamamlanır.


Diğer mezheplerde tekbir sayısı ile ilgili farklı uygulamalar da vardır.

Namazdan sonra imam minbere çıkar ve hiç oturmaksızın hutbe okur.
Cuma hutbesindeki hamdü senâya bedel olarak bu hutbede, Allâhü ekber,
Allâhü ekber; lâ ilâhe illellâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve
lillâhi'l-hamd der, cemaat bu tekbirlerde imama eşlik eder. İmam, cuma
hutbesinde olduğu gibi, hutbeyi iki hutbe yapıp arasını kısa bir oturuşla
ayırır.

Bayram namazına giderken yolda tekbir getirilir. Bu tekbirler ramazan
bayramında sessiz, kurban bayramında ise açıktan yapılır. Camiye varıldıktan
sonra her ikisinde de namaz vaktine kadar hep birlikte tekbir alınır. Camide
vaaz ediliyorsa oturup sessizce dinlenir.

Bayram namazının vakti, güneşin doğuşu sırasındaki kerâhet vaktinin
çıkmasından sonradır. Bir mazeret sebebiyle bir beldede bayram namazı
birinci gün kılınamamışsa, ramazan bayramı 2. gün, kurban bayramı ise 2.
gün yine kılınamazsa 3. gün kılınabilir. Ancak bayram namazı özürsüz
olarak terkedilmişse artık kılınmaz, kurban bayramı ise kerâhetle birlikte 2.
veya 3. gün kılınabilir.

Bayram namazının ilk rek‘atına zâit tekbirlerin alınmasından sonra yetişip
imama uyan kimse, iftitah tekbirini aldıktan sonra Sübhâneke okumaz,
hemen zâit tekbirleri alır. Eğer imam rükûda iken yetişmiş ise bu takdirde,
ayakta tekbir alıp imama iktidâ eder ve hemen rükûa gider ve rükû tesbihlerinin
yerine zâit tekbirleri ellerini kaldırmaksızın orada yapar. Yetiştiremezse
zâit tekbirler ondan düşmüş olur. İmama ikinci rek‘atta yetişmiş olan kimse
ise imam selâm verdikten sonra, kılamadığı birinci rek‘atı kazâ etmek için
kalktığında zâit tekbirleri kıraatten sonraya bırakır.

Teşrik Tekbirleri

Peygamberimizin, kurban bayramının arefe günü sabah namazından
başlayarak bayramın 4. günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dahil
olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler bulunmaktadır.
Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre arefe günü sabahından bayramın
4. günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın selâmından sonra
teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek ve seferî mukim ayırımı olmaksızın her
mükellefe vâciptir. Hanefî mezhebinde fetvaya esas olan görüş budur. Teşrik
günlerinde kazâya kalan namaz, yine o günlerde kazâ edilirse teşrik tekbirlerini
de kazâ etmek gerekir. Bunun dışında teşrik tekbirleri kazâ edilmez.

Ebû Hanîfe'ye göre ise bu tekbirler, kurban bayramının arefe gününden

1. gün ikindi namazına kadar sekiz vakit, cemaatle kılınan farz namazlardan
sonra vâciptir. Dolayısıyla bu vâciplik cemaate katılması gerekmeyen
seferî ve mukim kişiler için söz konusu değildir.
Teşrik tekbirleri, Şâfiî ve Hanbelî mezhebine göre sünnet, Mâlikî mezhebine
göre ise menduptur.

XIII. NÂFİLE NAMAZLAR
Nâfile, farz ve vâcip olan ibadet yerine getirildikten sonra, onlar dışında
daha fazla sevap elde etme amacıyla yapılan ilâve ibadeti ifade eder. Bunun
ötesinde aşağıda görüleceği gibi nâfile kapsamında yer alan sünnet namazları
mümkün oldukça kılmak, kılmaya çalışmak, Peygamberimiz'e olan muhabbeti
ve bağlılığı pekiştirme bakımından son derece yerinde bir tutum
olur.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol